28.02.2025
Sanayi Parsellerinin Pahalılığı ve İnşaat Maliyetlerindeki Artış: Türkiye’de Yatırımların Önündeki Büyük Engel
Sanayi sektörünün büyümesi ve üretim kapasitesinin artması, Türkiye’nin ekonomik kalkınması için hayati önem taşımaktadır. Ancak, sanayi yatırımcıları son yıllarda ciddi bir problemle karşı karşıya: sanayi parsellerinin hızla yükselen fiyatları ve artan inşaat maliyetleri. Bu iki faktör, sanayicilerin yeni tesis kurmasını zorlaştırmakta ve mevcut işletmelerin genişleme planlarını ertelemelerine sebep olmaktadır.
Sanayi parsel fiyatlarındaki yükselişin nedenleri, inşaat maliyetlerini etkileyen faktörler ve bu durumun sanayi yatırımlarına olan etkileri şunlardır.
Sanayi tesisleri için uygun arsa bulmak, Türkiye’de giderek zorlaşmaktadır. Son yıllarda sanayi parsel fiyatlarının hızla yükselmesinin birkaç temel nedeni bulunmaktadır:
Türkiye’de sanayi üretimi büyüdükçe, yeni üretim tesislerine olan ihtiyaç da artmaktadır. Ancak sanayi için ayrılan arsaların sayısı sınırlıdır. Özellikle büyük şehirlerin çevresinde ve ana lojistik koridorlar üzerinde bulunan sanayi bölgelerinde arsa talebi yüksek olduğundan fiyatlar hızla yükselmektedir.
Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), sanayicilere altyapı avantajları sunduğu için büyük rağbet görmektedir. Ancak mevcut OSB’lerde yatırımcıların ihtiyacını karşılayacak kadar boş parsel bulunmamaktadır. Mevcut arsalara olan yüksek talep, fiyatların fahiş seviyelere çıkmasına neden olmaktadır.
Bazı yatırımcılar, sanayi bölgelerinde büyük arazi alımları yaparak bu parselleri ileride daha yüksek fiyatlarla satmayı hedeflemektedir. Bu spekülatif hareketler, gerçek yatırımcıların arsa bulmasını zorlaştırmakta ve fiyatların yapay olarak artmasına neden olmaktadır.
Sanayiye ayrılan arazilerin bir kısmı, konut veya ticari projeler için de değerlendirilmektedir. Sanayi arsalarına alternatif olarak konut projelerine yönelmek, sanayi yatırımcılarının elindeki seçenekleri daraltmakta ve fiyatları daha da yükseltmektedir.
Sanayi parselini satın almak, yatırım sürecinin sadece ilk adımıdır. Daha büyük sorun, üzerine inşa edilecek tesislerin maliyetleridir. Son yıllarda inşaat maliyetlerindeki artış, sanayi yatırımlarını önemli ölçüde etkilemektedir.
Çimento, demir, çelik, alüminyum ve diğer inşaat malzemelerinin fiyatları son yıllarda küresel ve yerel ekonomik faktörler nedeniyle hızla artmıştır. Türkiye’de döviz kurundaki dalgalanmalar, enerji maliyetlerinin yükselmesi ve tedarik zincirindeki aksaklıklar, inşaat sektörünü olumsuz etkilemektedir.
Türkiye’de asgari ücret ve işçilik maliyetleri son yıllarda önemli ölçüde yükselmiştir. İnşaat sektöründe çalışan ustaların ve işçilerin maaşlarındaki artış, sanayi tesislerinin inşaat maliyetlerini doğrudan etkilemektedir.
Sanayi yatırımları genellikle uzun vadeli finansman gerektirir. Ancak, yüksek faiz oranları ve krediye erişim zorlukları, yatırımcıların projelerini finanse etmelerini zorlaştırmaktadır. Bankaların sanayi yatırımlarına verdiği kredilerdeki faiz oranlarının yüksek olması, birçok yatırımcının projelerini ertelemesine veya iptal etmesine neden olmaktadır.
İnşaat malzemelerinin taşınması için gereken yakıt fiyatları, lojistik maliyetlerini artırmaktadır. Özellikle büyük ve ağır malzemelerin taşınması, toplam inşaat maliyetlerinin önemli bir bölümünü oluşturur. Akaryakıt fiyatlarındaki artış, nakliye maliyetlerini yükselterek inşaat maliyetlerini doğrudan etkilemektedir.
Sanayi parsel fiyatlarının ve inşaat maliyetlerinin artması, Türkiye’deki sanayi yatırımlarını ciddi şekilde zorlaştırmaktadır. Bu sorunların çözümü için bazı önlemler alınabilir:
Sonuç
Sanayi parsellerinin hızla değer kazanması ve inşaat maliyetlerindeki yüksek artış, Türkiye’deki sanayi yatırımları için büyük bir engel oluşturmaktadır. Yatırımcılar, yüksek maliyetler nedeniyle yeni tesis kurmakta zorlanırken, mevcut işletmeler de büyüme planlarını ertelemek zorunda kalmaktadır. Eğer bu sorunlar çözülmezse, Türkiye sanayi sektöründe rekabet gücünü kaybedebilir ve üretim maliyetleri daha da artabilir.
Devletin, sanayi yatırımlarını teşvik edici politikalar geliştirmesi ve sanayi parsel tahsislerini daha şeffaf hale getirmesi, bu sorunun çözümü için kritik bir adım olacaktır. Ayrıca, inşaat maliyetlerini düşürmeye yönelik ekonomik tedbirler alınarak, sanayi yatırımlarının önü açılmalıdır. Ancak bu sayede Türkiye, sanayi altyapısını güçlendirebilir ve üretim kapasitesini artırabilir.
Cihan Kürekçi
Co-Founder